31 Oca 2017

Yüce Allah celle celalühü Âli İmran suresi, Ayet: 31'de buyuruyor ki,
"De ki, eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Bu ayet-i Kerimeden anlaşıldığı üzere demek oluyor ki, Allah’ın (c.c.) Kullarını sevmesinin, kullarını bağışlamasının yegâne şartı, Allah’ın resulüne tabi olmaktır. Allahın habîbim dediği sevgililer sevgilisi Hz. Muhammed Mustafa sallallahü teâlâ aleyhi ve selleme tabi olmayan kul tam bir teslimiyetle teslim olmamış ve hakikî manada İslâm’la şereflenmemiş demektir. Gerçek manada kul olmanın yolu tam bir teslimiyetle Allah’ın Resulüne tabi olmaktan geçiyor.
Günümüzde ben Allah’ın ayetleri ile sizleri uyarıyorum, bize Kuran-ı ancak Kuran açıklar, Kuran-ı açıklamak için Kuran yeter, hadislere gerek yoktur diyen bazı hoca müsveddeleri türedi. Onlara şöyle sormak lâzım!
Allah (c.c.) Kuran-ı Kerimi kimin aracılığı ile gönderdi?
Allah’tan gelen Kuran ayetlerini en iyi kim anlar ve açıklar?
Tabi ki, Allah’ın Resulü…
O halde Allah Resulünün olaylar ve problemler karşısında inananları aydınlatmak ve Kuran'ın ayetlerini daha açık bir dille ifade etmek için söylediği sözler bütünü olan hadisleri yok sayarak siz aslında Allah’ın Resulünü aradan çıkarmış ve Allah’ın Resulüne tabi olmayı reddetmiş ve olmuyor musunuz?
Allah’ın Resulü sahabeyi kirama İslamı öğretirken iyi anlaşılsın ve sonraki nesillere de iyi aktarılsın diye İslam öğretilerini uygulamalı olarak tatbik etmesi anlamına gelen fiil ve davranışlar bütünü olan sünnetleri hiçe sayarak Allah’ın Resulünün yaşadığı hayatı kendinize örnek almamış ve Allah’ın Resulüne itaat etmemiş olmuyor musunuz?
Halbuki, Allah’ın Resulüne itaat etmek farzdır.
Nisa Suresi 64’üncü ayet-i Kerimede Allah (c.c.) “Ve Biz, (hiç) bir Resulü, Allah’ın izniyle kendilerine itaat edilmesinden başka bir şey için göndermedik.” buyuruyor.
Allah’ın Resul olarak gönderdiği her Peygamber İnsanları irşat etsinler diye gönderilmiştir. Peygamberin mürşitliğini kabul etmeyenler dalâlet içindedirler ve sapkındırlar.
Nisa Suresi 167’inci ayet-i Kerimede Allah (c.c.) “Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah’ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşitlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.” Buyuruyor.
Allah-ü Tealâ yukarıdaki ayet-i Kerimede, insanları Allah'ın yolundan saptıran, insanların ruhlarını Allah'a ulaştırmaktan men eden yani mürşide tâbi olmalarına mani olan insanların uzak bir dalâlet içinde olduklarını ifade etmektedir.
Bu insanlar zalimdirler, çünkü insanları Allah'ın Resulüne itaat etmekten men ederler, insanların ruhlarının Sıratı Mustakîm'e ulaşmasına ve günahlarının sevaba çevrilmesine mani olurlar.
Sevgili kardeşlerim! Allah’ın Resulüne ve onun sünnetlerine itaat etmeyen çevresindeki kimseleri de Allah’ın Resulüne ve onun sünnetlerine itaatten men eden kimselerden uzak durarak kendimizi ahir zaman fitnesinden korumalıyız. Ailemizi ve tüm sevdiklerimizi de bu konuda uyarmaya çalışmalıyız.
Gayret bizden Tevfik Allah’tan…
Allah celle celalühü her türlü sapkınlıktan ve tüm sapkınlardan cümlemizi ve cümle ümmet-i Muhammedi muhafaza eylesin… Amin.

Allah celle celalühü her türlü sapkınlıktan ve tüm sapkınlardan cümlemizi ve cümle ümmet-i Muhammedi muhafaza eylesin… Amin.

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

Ziyaretciler

Günün Hadis-i Şerifi

Geçmiş Yazılar