Yüce Allah celle celalühü Âli
İmran suresi, Ayet: 31'de buyuruyor ki,
"De ki, eğer Allah'ı
seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.
Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Bu ayet-i Kerimeden
anlaşıldığı üzere demek oluyor ki, Allah’ın (c.c.) Kullarını sevmesinin,
kullarını bağışlamasının yegâne şartı, Allah’ın resulüne tabi olmaktır. Allahın
habîbim dediği sevgililer sevgilisi Hz. Muhammed Mustafa sallallahü teâlâ
aleyhi ve selleme tabi olmayan kul tam bir teslimiyetle teslim olmamış ve
hakikî manada İslâm’la şereflenmemiş demektir. Gerçek manada kul olmanın yolu
tam bir teslimiyetle Allah’ın Resulüne tabi olmaktan geçiyor.
Günümüzde ben Allah’ın
ayetleri ile sizleri uyarıyorum, bize Kuran-ı ancak Kuran açıklar, Kuran-ı
açıklamak için Kuran yeter, hadislere gerek yoktur diyen bazı hoca müsveddeleri
türedi. Onlara şöyle sormak lâzım!
Allah (c.c.) Kuran-ı Kerimi
kimin aracılığı ile gönderdi?
Allah’tan gelen Kuran
ayetlerini en iyi kim anlar ve açıklar?
Tabi ki, Allah’ın Resulü…
O halde Allah Resulünün
olaylar ve problemler karşısında inananları aydınlatmak ve Kuran'ın ayetlerini
daha açık bir dille ifade etmek için söylediği sözler bütünü olan hadisleri yok
sayarak siz aslında Allah’ın Resulünü aradan çıkarmış ve Allah’ın Resulüne tabi
olmayı reddetmiş ve olmuyor musunuz?
Allah’ın Resulü sahabeyi
kirama İslamı öğretirken iyi anlaşılsın ve sonraki nesillere de iyi aktarılsın
diye İslam öğretilerini uygulamalı olarak tatbik etmesi anlamına gelen fiil ve
davranışlar bütünü olan sünnetleri hiçe sayarak Allah’ın Resulünün yaşadığı
hayatı kendinize örnek almamış ve Allah’ın Resulüne itaat etmemiş olmuyor
musunuz?
Halbuki, Allah’ın Resulüne
itaat etmek farzdır.
Nisa Suresi 64’üncü ayet-i
Kerimede Allah (c.c.) “Ve Biz, (hiç) bir Resulü, Allah’ın izniyle kendilerine
itaat edilmesinden başka bir şey için göndermedik.” buyuruyor.
Allah’ın Resul olarak
gönderdiği her Peygamber İnsanları irşat etsinler diye gönderilmiştir.
Peygamberin mürşitliğini kabul etmeyenler dalâlet içindedirler ve sapkındırlar.
Nisa Suresi 167’inci ayet-i
Kerimede Allah (c.c.) “Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah’ın yolundan
alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşitlerine ulaşmadıkları için) uzak bir
dalâletle sapmışlardır.” Buyuruyor.
Allah-ü Tealâ yukarıdaki
ayet-i Kerimede, insanları Allah'ın yolundan saptıran, insanların ruhlarını
Allah'a ulaştırmaktan men eden yani mürşide tâbi olmalarına mani olan
insanların uzak bir dalâlet içinde olduklarını ifade etmektedir.
Bu insanlar zalimdirler,
çünkü insanları Allah'ın Resulüne itaat etmekten men ederler, insanların
ruhlarının Sıratı Mustakîm'e ulaşmasına ve günahlarının sevaba çevrilmesine
mani olurlar.
Sevgili kardeşlerim! Allah’ın
Resulüne ve onun sünnetlerine itaat etmeyen çevresindeki kimseleri de Allah’ın
Resulüne ve onun sünnetlerine itaatten men eden kimselerden uzak durarak
kendimizi ahir zaman fitnesinden korumalıyız. Ailemizi ve tüm sevdiklerimizi de
bu konuda uyarmaya çalışmalıyız.
Gayret bizden Tevfik
Allah’tan…
Allah celle celalühü her
türlü sapkınlıktan ve tüm sapkınlardan cümlemizi ve cümle ümmet-i Muhammedi
muhafaza eylesin… Amin.
Allah celle celalühü her
türlü sapkınlıktan ve tüm sapkınlardan cümlemizi ve cümle ümmet-i Muhammedi
muhafaza eylesin… Amin.