Miladî Yılbaşı geldi çattı. Kârıyla zararıyla bir yılı daha
geride bıraktık.
Firmalar ve işletmeler kâr-zarar
hesabı yapmakla meşgul. Kâr edenler durumlarını değerlendirip önümüzdeki yıl
kârlarını daha fazla nasıl artırırlar onun hesabını yapmaktalar. Zarar edenler ise,
nerede hata yaptıklarını değerlendirip, ona göre tedbir almakta ve yaptıkları
hataları düzeltmek suretiyle gelecek yıl kâra geçmeyi planlamaktalar.
Biz İnsanlar da firmalar ve
işletmeler gibi, kâr-zarar hesabı yapmak
durumunda değimliyiz? Zaten çok kısa olan ömrümüzden bir yıl daha eksilmiş
oldu. Geçtiğimiz yılı acaba nasıl geçirdik? Kârda mıyız, zararda mıyız diye hep
birlikte bir değerlendirme yapalım.
Soralım kendimize! Geçen yıl kaç
fakiri sevindirdik? Kaç ihtiyaç sahibinin ihtiyacını giderdik? Kaç yetimin
başını okşadık? Kaç dertlinin derdine derman olduk? Karnımızı tıka basa doyururken,
çevremizde aç yatan var mı diye hiç araştırdık mı?
Yoksa biz “komşusu aç içen, tok
yatan bizden değildir.” diyen Son peygamber Muhammed Mustafa Sallâllah-ü aleyhi
ve sellem’in ümmeti değimliyiz?
Hz. Ömer
radıyallah-ü anh, her akşam yatağa yatmadan önce “bu gün Allah (c.c.) için ne
yaptın” diye kendini hesaba çekerdi. Onların yolundan gittiğini iddia eden
bizler, her akşam kendimizi muhasebeye çekemiyor olsak bile, bari yılda bir kez
olsun kendimizi hesaba çekmemiz gerekmez mi?
Geride bıraktığımız koca bir
yılın muhasebesini yapmak yerine, “gün senin devran senin” diyerek yeni yıla
hoplayarak, zıplayarak, tepinerek mi gireceğiz?
Ey yeni yıla
Hıristiyanlar gibi girme planı yapan kimseler! Şunu unutmayın ki! Resulüllah
Sallâllah-ü aleyhi ve sellem “kim bir kavme benzerse o da onlardandır.” buyurmuştur.
(Ebu Davud)
Hem siz demiyor musunuz? “Yeni yıla nasıl girersek
o yıl öyle geçer” diye. Mademki öyle
inanıyorsunuz yeni yıla Allah’ın yasak ettiği sarhoşluk veren içecekleri
tüketerek kör kütük sarhoş girmeyiniz. Girmeyiniz ki, gelecek yıl sizlere hayır getirsin.
Eğer Allahın (c.c.) emir ve yasaklarını hiçe sayarak yeni yıla vur patlasın çal
oynasın kabilinden Hıristiyanlar gibi girmeyi düşünenler varsa, vay böyle
düşünenlerin haline!
Kardeşler hesap günü var. Hem de çok çetin bir hesap günü…
Yüce Allah (c.c.) Kur’an-ı kerimde
şöyle buyuruyor: “Azgınlara kötü bir
gelecek vardır. Onlar cehenneme girecekler. Orası ne kötü bir kalma yeridir!.. (Sa’d
suresi Ayet: 55-56)
Evet kardeşler! “İnandığımız gibi yaşamazsak yaşadığımız
gibi inanmaya başlarız.” Yaşadığımız hayat tarzı, Müslüman’a yakışır bir hayat
tarzı olmalı. Aksi takdirde bunun bedelini çok ama çok ağır öderiz.
Madem Müslüman’ız.
Bu günden tezi yok, Hıristiyanların yaşadığı hayat tarzına asla itibar etmemeli
ve Müslüman gibi yaşamalıyız. Yarın Allah’ın (c.c.) huzuruna çıktığımızda o gün
pişman olmak bize fayda vermeyecek!
Yüce Allah (c.c.)
Kur’an-ı kerimde şöyle buyuruyor: Muhakkak
ki, sizi yakın bir gelecekte azap var diye uyardık. O gün kişi, kendi elleri
ile (yaptığı ve) takdim ettiği şeye bakacak . Ve nankör kişi (kendi kendine)
şöyle diyecek: “Ah Keşke ben (insan olacağıma) toprak olsaydım.” (nebe suresi,
ayet: 40)
Kardeşlerim
Yüce Kuran’ın öğütlerine kulak verelim. Şu üç günlük geçici dünya zevklerine
aldanıp ebedi yurt olan ahiret yurdunu azap yurduna çevirmeyelim.
Sağlık ve
sıhhat ile nice güzel yıllara…
Muammer
Yeşiltepe