Ebû Hüreyre radıyallahü anh’den anlatılır: Resûlüllah aleyhisselâm şöyle buyurdu: Kıyamet gününde üç kişi ilk olarak sorguya çekilir:
Birincisi, cihad esnasında ölen kimsedir ki, Allah’ın huzuruna getirilir ve Allah, kendisine verilmiş olan nimetleri önüne serer. O da, bunlara nail olduğunu itiraf eder. Bunun üzerine Allah kendisine: Bu mazhar olduğun nimetler içerisinde ne yaptın? diye sorar. O da: Senin yolunda şehîd oluncaya kadar savaştım, cevabını verir.
Allahü Teâlâ: Yalan söylüyorsun; sen «yiğit» desinler diye savaştın ve sana «yiğit» dediler de, der. Sonra meleklerin kendisini almalarını emreder ve yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılır.
İkincisi, ilim tahsil edip başkasına da öğreten ve Kur’ân okuyan kimsedir ki, bu da Allah’ın huzuruna getirilir ve Allah kendisine verilmiş olan nimetleri bir bir sayar ve önüne serer. O da bunları tasdik eder. Ve Allah kendisine: Bu eriştiğin nimetler içerisinde ne yaptın? diye sorar. O da: İlim tahsil ettim, ilmi başkasına öğrettim ve senin rızan için Kur’ân okudum, diye karşılık verir. Allah kendisine: Yalan söylüyorsun, sen ilmi, «alim» desinler diye öğrendin. Kur’ân’ı da «güzel Kur’ân okuyan kişi» desinler diye okudun. Ve sana böyle dediler de, der. Sonra meleklere kendisini almalarını emreder ve yüz üstü sürüklendirilerek cehenneme atılır.
Üçüncüsü de, Allah’ın kendisine bolluk verdiği, malların her çeşidini ihsan ettiği kimsedir ki, Allah’ın huzuruna getirilir ve Allah kendisine verilen nimetleri karşısına çıkarır. O da bütün bunların kendisine verildiğini kabul eder ve Allah sorar: Şu nail olduğun nimetlerle ne yaptın? der. O da: Verilmesini istediğin ne kadar yer varsa, hep o yerlerde ve o yolda dağıttım, diye cevap verir, Allahü Teâlâ: Yalan söylüyorsun. Sen bütün bunları kendine «ne cömerd adam!» dedirtmek için yaptın. Ve sana böyle dediler de, der. Sonra meleklere onu almalarını emreder. Ve yüz üstü sürüklendirilerek cehenneme atılır. (Müslim, Tirmizî, Nesei)
Allahü Teâlâ: Yalan söylüyorsun; sen «yiğit» desinler diye savaştın ve sana «yiğit» dediler de, der. Sonra meleklerin kendisini almalarını emreder ve yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılır.
İkincisi, ilim tahsil edip başkasına da öğreten ve Kur’ân okuyan kimsedir ki, bu da Allah’ın huzuruna getirilir ve Allah kendisine verilmiş olan nimetleri bir bir sayar ve önüne serer. O da bunları tasdik eder. Ve Allah kendisine: Bu eriştiğin nimetler içerisinde ne yaptın? diye sorar. O da: İlim tahsil ettim, ilmi başkasına öğrettim ve senin rızan için Kur’ân okudum, diye karşılık verir. Allah kendisine: Yalan söylüyorsun, sen ilmi, «alim» desinler diye öğrendin. Kur’ân’ı da «güzel Kur’ân okuyan kişi» desinler diye okudun. Ve sana böyle dediler de, der. Sonra meleklere kendisini almalarını emreder ve yüz üstü sürüklendirilerek cehenneme atılır.
Üçüncüsü de, Allah’ın kendisine bolluk verdiği, malların her çeşidini ihsan ettiği kimsedir ki, Allah’ın huzuruna getirilir ve Allah kendisine verilen nimetleri karşısına çıkarır. O da bütün bunların kendisine verildiğini kabul eder ve Allah sorar: Şu nail olduğun nimetlerle ne yaptın? der. O da: Verilmesini istediğin ne kadar yer varsa, hep o yerlerde ve o yolda dağıttım, diye cevap verir, Allahü Teâlâ: Yalan söylüyorsun. Sen bütün bunları kendine «ne cömerd adam!» dedirtmek için yaptın. Ve sana böyle dediler de, der. Sonra meleklere onu almalarını emreder. Ve yüz üstü sürüklendirilerek cehenneme atılır. (Müslim, Tirmizî, Nesei)