6 Oca 2018


DUA
Hatim Duasına Başlanacaksa;  (11 İhlas, 1 Felak, 1 Nas, 1 Fatiha ve Bakara Suresinin’nın ilk ayetleri)

اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ.  بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ اْلعاَلَمِينَ,  وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ  وَاَوْلَادِهِ  وَأَزْوَاجِهِ  وَأَصْحَابِـهِ  وَأَتْـبَاعِهِ  وَجَمِيعِ ذُرِّيَّاتِهِ  رِضْوَانُ الَّلهِ تَعَالَى عَلَيْهِمْ اَجْمَعِينَ 

Allah’ım! Sen âlemlerin Rabbisin. Bütün hamdler Sanadır, Sana sonsuz hamd-ü sena olsun.   
Efendimiz Muhammed aleyhissalatü vesselam’a, O’nun âline, evladına, ezvacına, ashabına, etba’ına ve cümle zürriyetine Salât ve Selam olsun. Allah’ım Senin rızan cümlesinin üzerine olsun 

أَللَّٰـهُمَّ رَبَّـنَا  تَـقَـبَّـلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ  وَتُبْ عَلَيْنَا يَا مَوْلٰــنَآ إِنَّكَ أَنْتَ التَّــوَّابُ الرَّحِيمُ

Ey Allah’ım! Ey Rabbimiz! Şüphesiz Sen işiten ve bilensin. (ibadetlerimizi ve dualarımızı) kabûl eyle
Ey merhamet eden ve tövbeleri kabul eden Mevlâmız!  Bize merhamet et ve tövbelermizi kabûl eyle

وَاهْدِنَا وَوَفِّقْـنَآ إِلَى الْحَقِّ وَإِلٰى طَرِيقٍ مُسْتَـقِيمٍ,  بِـبَـرَكَـةِ الْقُرْأٰنِ الْعَظِيم,  وَبِحُرْمَتِ حَبِيبِكَ وَرَسُلِكَ الْكَرِيمِ,

Azim olan Kur’ânın bereketine, Kerim olan Habibinin ve Resulünün hürmetine bize hidâyet nasip eyle, hakka ve doğru yola ulaşmaya muvaffâk eyle

وَاعْفُ عَـنَّا يَا كَرِيمُ   وَاعْفُ عَـنَّا يَا رَحِيمُ  وَاغْفِرْ لَـنَا ذُنُـوبَـنَا بِفَضْلِكَ وَكَرَمِكَ يَآأَكْرَمَ الْاَكْرَمِينَ  وَيَا اَرْحَمَ ارَّاحِمِينَ
Ya Kerîm bizi affayle, Ya Rahim bizi affayle. Ey ikram edenlerin en ikramcısı, ey merhametlilerin en merhametlisi; fazlın ve kereminle günahlarımızı bağışla! 
……………………………………………………………………………………………………………………….
HATİM  DUASI iLAVESİ

اَلَّلهُمَّ بَلِّغْ ثَواَبَ مَاقَرَأْنَاهُ  وَنُورَمَا تَلَوْنَاهُ  اِلَى رُوحِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَّى الَّلهُ تَعَالَى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ,  وَاِلَى اَرْوَاحِ جَمِيعِ اِخْوَانِهِ مِنَ الْاَ نْبِيَاءِ وَلْمُرْسَلِينَ,  صَلَوَاتُ الَّلهِ وَسَلَامُهُ عَلَيْهِمْ اَجْمَعِينَ,  وَاِلَى اَرْوَاحِ آلِهِ  وَاَوْلَادِهِ  وَاَزْوَاجِهِ وَاَصْحَابِهِ  وَاَتْبَاعِهِ  وَذُرِّيَّاتِهِ اَجْمَعِينَ,  وَاِلَى اَرْوَاحِ جَمِيعِ الْأَوْلِيَاءِ وَالْاَصْفِيَاءِ وَالْعارِفِينَ,  وَاِلَى اَرْوَاحِ جَمِيعِ عُلَمَاءِ الْعَامِلِينَ وَصُلَحَاءِ الصَّالِحِينَ, وَأَغْنِيَاءِ الشَّاكِرِينَ وَفُقَارَءِ الصَّابِرِينَ,  وَاِلَى اَرْوَاحِ شُهَدَاءِ دِينِ مُبِينَ, رَحْمَتُ اللَّهِ عَلَيْهِمْ اَجْمَعِينَ,  وَاِلَى اَرْوَاحِ أٰبَآءِنَا وَأُمَّـهَاتِـنَا وَاِخْوَانِنَا وَأَخَوَاتِـنَا وَأَوْلَادِنَا وَأَقْرِبَآئِـنَا وَأَحِبَّآئِـنَا وَاَصْدِقَاءِنَا وَاَسَاتِيِذِنَا وَمَشَايِخِنَا وَلِمَنْ كَانَ لَهُ حَقٌّ عَلَـيْـنَا, وَلِجَمِيعِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ,  بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ,  يَاقَاضِىَ الْحَاجَاتِ وَيَامُجِيبَ الدَّعَوَاتِ,  اِسْتَجِبْ دُعَاءَنَا بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ,

Allah’ım! Okuduklarımızdan hasıl olan sevabı, tilavet ettiklerimizden hasıl olan nuru,  Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa sallellah-ü aleyh-i ve selem Efendimizin ruhuna ulaştır. O’nun cümle nebi ve resul  kardeşlerinin ruhlarına ulaştır.  O nebi ve resullerin ailelerinin, çocuklarının, hanımlarının, arkadaşlarının, etba’ının ve cümle zürriyetlerinin ruhlarına ulaştır. Cümle Evliyanın, Esfiyanın, Ârifanın ruhlarına ulaştır. Cümle Ulema-i Âmilin, Suleha-i Salihin, Eğniya-i Şakirin ve Fukara-i Sabirinin ruhlarına ulaştır. Din-i Mübin için şehit olan cümle Şühedanın ruhlarına ulaştır. ve cümlesine rahmet eyle.  Ey merhametlilerin en merhametlisi! Rahmetinle babalarımızın, analarımızın, erkek ve kız kardeşlerimizin, çocuklarımızın, akrabamızın, sevdiklerimizin, sadık dostlarımızın, hocalarımızın, üstatlarımızın, meşayihımızın, üzerimizde hakkı bulunan hak sahiplerinin, cümle Mü’min ve Mü’minatın, Müslim ve Müslimatın da ruhlarına ulaştır.  Ey ihtiyaçları gideren, ey duaları kabul eden, ey merhametlilerin en merhametlisi! Rahmetinle dualarımızı kabul eyle
…………………………………………………………………………………………………………………………………….

اَلَّلهُمَّ طَهِّرْ قُـلوُبَـنَا, وَاغْفِرْ ذُنُـوبَـنَا, وَاسْتُرْ عُيوُبَـنَا, وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا, وَقْضِ دُيُونَنَا, وَبَيِّضْ وُجُوَنَا, وَإرْفَعْ دَرَجَاتِنَا, وَاشْفِ
مَرْضَانَا, وَارْحَمْ مَوْتَانَا, وَاغْفِرْ أٰبَآءِنَا, وَأُمَّـهَاتِـنَا, وَزَوْجَاتِنَا, وَأَوْلَادِنَا, وَاِخْوَانِنَا, وَأَخَوَاتِـنَا, وَأَقْرِبَآئِـنَا, وَأَحِبَّآئِـنَا, وَاَصْدِقَاءِنَا, وَلِمَنْ كَانَ لَهُ حَقٌّ عَلَـيْـنَا, وَلِجَمِيعِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ, وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ,  بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ

Allâh’ım! Kalplerimizi temizle, günahlarımızı affeyle, ayıplarımızı ört, kötülüklerden arındır, borçlarımıza ödeme kolaylığı ver,  yüzlerimizi ak eyle, derecelerimizi yücelt, hastalarımıza şifâ ihsan eyle, ölmüşlerimize rahmet eyle. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Rahmetinle babalarımızı, analarımızı, eşlerimizi, çocuklarımızı, (erkek ve kız) kardeşlerimizi, akrabalarımızı, sevdiklerimizi, sâdık dostlarımızı, üzerimizde hakkı bulunanları, bil cümle Mü’min ve Mü’minatı, Müslim ve Müslimatı bağışla

أَللَّٰـهُمَّ  أَصْلِحْ دِيـنَـنَا وَدُنْـيَانَا  وَشَتِّتْ شَمْلَ أَعْدَآئِـنَا  وَاحْفَظْ أَهْلَـنَا وَأَمْوَالَـنَا وَاَنْفُسَنَا وَبِلَادَنَا وَبِلَادِ اِسْلَامَنَا  يَا اَرْحَمَ ارَّاحِمِينَ اَنْتَ مَوْليناَ فاَنْصُرْناَ عَلىَ الْقَوْمِ الْكاَفِرينَ

Allâh’ım! Dînimizi ve dünyâmızı ıslâh eyle, düşmanlarımızın birliklerini dağıt, toparlanmalarına fırsat verme.  Aile ehlimizi, mallarımızı, canlarımızı, yaşadığımız beldeleri ve Müslümanların yaşadığı beldeleri koru. Ey merhametlilerin en merhametlisi Sen bizim Mevlâ'mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım eyle

اَللّهُمَّ يَا مُجِيبَ الْمُضْطَرّينَ وَيَا صَريخَ الْمَكْرُوبينَ  اِكْشِفْ عَنَّا هَمَّنَا وَ غَمَّنَا وَ كُرْبَتَنَا فَاِنَّكَ تَرى مَا نَزَلَ بِنَا وَبِالْمُؤْمِنينَ جَميعًا

Ey çaresizlerin duasını kabul eden, ey darda kalmışlara yardım eden Allah'ım! Sen bizim ve cümle müminlerin başına gelenleri görüyorsun. Üzerimizden hüzünleri, gamları ve kederleri kaldır

اَلَّلهُمَّ ثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَارْبُطْ عَلَى قُلُوبِنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ

Allah’ım! Ayaklarımızı dinin üzere sabit kıl, kalplerimize kuvvet ver, kâfir kavme karşı bize yardım eyle

اَلَّلهُمَّ أَعِزَّ الإسْلَامَ وَالمُسْلِمِينَ وَاجْمَعْ كَلِمَتَهُمْ وَوَحِّدْ صُفُوفَهُمْ

Allah’ım! İslam’ı ve Müslümanları aziz eyle! İnananları bir araya getir, saflarını birleştir

اَلّلهُمَّ أَذِلَّ الشِّرْكَ وَالْمُشْرِكِينَ , وَاهْزِمِ أَعْدَاءَنَا وَأَعْدَاءَ الدِّينِ

Allah’ım! Şirki ve müşrikleri rezil eyle, düşmanlarımızı ve din düşmanlarını hezimete uğrat 

اَلَّلهُمَّ انْصُرِالْإِسْلَامَ وَالْمُسْلِمِينَ الْمُسْتَضْعِفِينَ فِي كُلِّ بِلَادِ الْمُسْلِمِينَ اَللَّهُمَّ اَيِّدْ كَلِمَةَ الْحَقِّ وَالدِّينِ اَللّهُمَّ انْصُرْ مَنْ نَصَر َالدِّينَ  وَاخْذُلْ مَنْ خَذَلَ الْمُسْلِمِينَ

Allah’ım! Müslümanlara ve Müslümanların yaşadığı beldelerdeki zayıf ve savunmasız Müslümanlara yardım eyle! Allah’ım! Dinimizi ve hak davamızı destekle! Allah’ım dinine yardım edene Sen de yardım eyle, Müslümanlara zarar vermek isteyenleri perişan eyle

اَللّٰهُمَّ انْصُرْ جُيُوشَ الْمُسْلِمِينْ وَعَسَاكِرَ الْمُوَحِّدِينْ,  وَاكْتُبُ الصِّحَّةَ وَالسَّلَامَةَ وَالْعَافِيَةَ عَلَيْنَا,  وَعَلَى جَمِيعِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ, وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ,  بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ, 

Allah’ım!  Müslümanların ordularına ve Tevhit askerlerine yardım eyle.  Ey merhametlilerin en merhametlisi! Rahmetinle bize, cümle Mü’min ve Mü’minata, Müslim ve Müslimata sağlık, sıhhat, ve afiyet ihsan eyle

اَللّٰهُمَّ إِنَّا نَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ,  فِيالدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ, اَللّٰهُمَّ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً,  وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً,  وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ,  وَاَدْخِلنَاالْجَنَّتَ مَعَ الْأَبْرَرِ,  يَاعَزِيزُ يَاغَفّارُ,  يَاكَرِيمُ يَاسَتَّارُ,  يَارَبَّ الْعَالَمِينِ,  رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ,  بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ,  وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينْ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Allah’ım Senden dünya ve ahirette bizleri affetmeni ve bize âfiyet vermeni talep ediyoruz 
Ey Rabbimiz! Bize dünyada ve ahrette iyilik ver.  Bizi cehennem azabından koru 
Ey yüceler yücesi,  esirgeyen ve bağışlayan,  kusurları ve ayıpları örten, ikramı bol olan Âlemlerin Rabbi
Bizi iyi kullarınla birlikte cennetine koy. 
Ey Rabbimiz!  Ey merhametlilerin en merhametlisi!  Hesapların görüldüğü günde rahmetinle bizi,  ana-babamızı ve Mü’minleri bağışla
Cümle Peygamberlerin üzerine salât ve selam olsun.  Âlemlerin rabbi olan Allah’ım!  Sana Hamt olsun.  Amin
ZİKİRLER ve BOL RIZIK İÇİN DUALAR

            رَبَّنَا ظَلَمْنَا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ

Ya Rabbi biz kendimize zulmettik. Eğer Sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen muhakkak ki, biz hüsrana uğrayanlardan oluruz. Ey merhametlilerin en merhametlisi bize merhamet et ve bizi bağışla

رَبِّ اَنِّى مَسَّنِىَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ

 “Ya Rabbi! Sen merhametlilerin en merhametlisisin, bana zarar dokundurma

لاَ اِلهَ اِلاَّ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَالِمِينَ

 “Ey Noksan sıfatlardan münezzeh olan Rabbimiz! Senden başka İlâh yoktur. Ben günahlara daldım ve zalimlerden oldum.” (beni zulmetten nura çıkar

رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ.  وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ

“Ya Rabbi! Şeytanların vesveselerinden ve yanımda bulunmalarından sana sığınırım.”  (Beni Muhafaza eyle

اِسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا. يُرْسِلِ السَّمَاء عَلَيْكُم مِّدْرَارًا وَيُمْدِدْكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَيَجْعَل لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ أَنْهَارًا

Allah’ım! “Rabbinize Tövbe edin, Muhakkak ki O, çok bağışlayan, sizin için hesapsız semavi nimetler yağdıran, sizi mallar ve evlâtlar ile destekleyip güçlendiren, size Cennet misali bahçeler veren ve sizin için nehirler akıtandır diye buyuruyorsun
Ya Rabbi! Sana yöneldim ve tövbe ediyorum. Tövbelerimi kabul eyle. Sen esirgeyen ve bağışlayansın, bizi esirge ve bağışla. Bizim için hesapsız semavî nimetler yağdır. Bizi mallar ve evlâtlar ile destekleyip güçlendir. Bize Cennet misali bahçeler bahşeyle, Bizim için nehirler gibi bol ve bereketli rızıklar akıt

100defa

سُبْحَانَ اللَّهِ الْعَظِيمِ وَبِحَمْدِهِ,   اَسْتَغْفِرُاللهَ الْعَظِيمَ وَاَتُوبُ اِلَيْهِ

Allah’ım seni tespih eder, Sana hamt ederim. Sana (yönelir) tövbe ederim. Azim olan Allah’ım Senden mağfiret dilerim

اَفْضَلُ الذِّكْرِ اَسْتَعِيذُ بِااللهِ  بِسْمِ اللهِ,  فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَااِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ

100defa

لَااِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ

Allah’ım Senin adınla Sana sığınırım "Bilirim ki; Şüphesiz Senden başka İlâh yoktur. " Zikirlerin en efdali “La İlahe İllallah” tır

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ.    إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ  يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا

Allah ve melekleri Peygamber’e salât ederler. Ey iman edenler siz de ona tam bir teslimiyetle salât ve selâm ediniz

100Defa

اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ

Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âli’ne ve ashabına Salât ve Selam eyle

3Defa

اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ,  بِعَدَدِ كُلِّ دَاءٍ وَدَوَاءٍ وَبَارِكْ وَسَلِّمْ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ كَثِيرًا

3üncüde

كَثِيرًا كَثِيرًا

فَصَلِّ وَ سَلِّمْ وَبَارِكْ عَلىَ جَميِعِ الْاَ نْبِيَاءِ وَالْمُرْسَلينَ,  وَآلِ كُلٍّ اَجْمَعِينَ وَالْحَمْدُلِ اللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
عَلىَ اَعْظَمِ الْعَالَمِينَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَوَاتِ, عَلىَ اَشْرَفِ الْعَالَمِينَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَوَاتِ, عَلىَ اَكْمَلِ الْعَالَمِينَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَوَاتِ
اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَآدَمَ وَنُوحٍ وَاِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى وَعِيسَى وَمَا بَيْنَهُمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالْمُرْسَلِينَ. صَلَوَاتُ اللهِ وَسَلاَمُهُ عَلَيْهِمْ اَجْمَعِينَ وَالْحَمْدُلِ اللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ.  جَزَى اللهُ عَنَّا سَيِّدَنَا مُحَمّدًا صَلّىَ اللهُ تَعَالىَ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ مَا هُوَ اَهْلُهُ
اَللَّهُمَّ يَامُقَلِّبَ الْقُلُوبِ,  ثَبِّتْ قَلْبِي عَلَى دِينِكَ.  اَللَّهُمَّ يَامُفَتِّحَ الْأَبْوَبِ,  اِفْتَحْ لَنَا خَيْرَالْبَابِ

Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e Efendimiz Muhammed’in âli’ne ve ashabına Salât eyle. Onun ve Onların üzerine  (sayıları sence malum olan) dert ve derman sayısınca selâmet ve bereket eyle. Salât, selâm ve bereket cümle nebi ve resullere, onların cümle âline de olsun. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ım Sana hamt olsun
 Allah’ım! Âlemin en büyüğü Efendimiz Muhammed’e, Âlemin en şereflisi Efendimiz Muhammed’e, Âlemin en mükemmeli Efendimiz Muhammed’e, O’nun âline ve ashabına Salât ve Selâm eyle
Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e, Salât eylediğin gibi; Hz. Âdem’e, Hz.Nûh’a, Hz.Mûsa’ya, Hz. Îsa’ya ve bunların aralarında gelen cümle nebi ve resullere de Salât eyle. Allah’ım salât ve selâm Onların cümlesinin üzerine olsun. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ım Sana hamt olsun
Allah’ım! Efendimiz Muhammed sallallahü te’ala aleyhi ve sellemi ve onun ehlini; biz ümmetine olan merhametinden dolayı lâyık olduğu en yüksek dereceyle mükâfatlandır
Ey kalpleri çeviren Allah'ım! Kalbimi dinin üzere sabit kıl. Ey umulmadık kapılar açan Allah’ım! Bizim için hayır kapıları aç

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ.    يَآ اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Ya Rabbi! Sen “Ey İman edenler sabredin, sabırda sebat edin, (cihat için) hazırlıklı ve uyanık olun, Allah'a karşı gelmekten sakının ki, kurtuluşa eresiniz.” Buyuruyorsun. Sen bize sabretmesi zor durumlar yaşatma dayanabileceğimiz sıkıntılar başımıza geldiğinde ise sabretmeyi, sabırda sebat etmeyi bizim için kolaylaştır. Cihat için daima hazırlıklı ve uyanık olmayı, Allah’a karşı gelmekten sakınmayı ve kurtuluşa ermeyi bize nasip eyle

سُبْحَانَ الْقاَئِمِ الدَّائِمِ  سُبْحانَ الْحَىِّ الْقَيُّمِ  سُبْحَانَ الْحَيِّ الَّذىِ لاَ يَنَامُ وَ لاَ يَموتُ , سُبحَانَ الّلهِ الْعَظِيمِ وَبِحَمْدِهِ سُبُّحٌ قُدُّسٌ رَبُّنَا وَ رَبُّ الْمَلَائِكَتِ وَال رُّوحِ , سُبْحَانَ الْعَلىِّ الْاَعْلَى سُبْحَا نَهُ وَتَعَالَى

Ey daimi hayat ile Kaim olan Allah’ım! Seni tespih ederim. Ey bütün varlıklara hayat veren Ezelî ve Ebedî hayat sahibi (Hayy)!       Ey hayat verdiği varlıkları yöneten, onları ayakta tutan, onların varlıklarını devam ettiren (Kayyûm)! Seni tespih ederim. Ey ölüm ve uyku gibi noksanlıklardan münezzeh olan hayat sahibi, Seni tespih ederim.  Ey Azim olan Allah’ım! Seni hamt ile tespih ederim ki, Sen biz (insanların), Meleklerin ve Cebrail’in rabbisin. Sen bütün noksan sıfatlardan münezzeh (Sübbûh) ve kemal sıfatlarla muttasıf (Mukaddes) sin. Ey yüceler yücesi, ey şanı yüce Seni tespih ederim

اَللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا وَالْحَمْدُ ِللهِ كَثِيرًا فَسُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً وَأَصِيلاً

Allah’ım! Sen büyüklerin en büyüğüsün. Allah’ım! Sana çok hamt eder, sabah-akşam Seni tespih ederim

100Defa

لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ

Allah’ım! Sen en büyük ve en yücesin. Senden başka güç ve kuvvet sahibi yok

100Defa

حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ

Allah’ım! Sen bize yetersin. Sen ne güzel vekilsin  
 
اَللَّهُمَّ صَلِّ صَلاَةً كَامِلَةً وَسَلِّمْ سَلاَمًا تَامًّا عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ الَّذِى تَنْحَلُّ بِهِ الْعُقَدُ وَتَنْفَرِجُ بِهِ الْكُرَبُ وَتُقْضَى بِهِ الْحَوَائِجُ وَتُنَالُ بِهِ الرَّغَائِبُ وَحُسْنُ الْخَوَاتِمِ وَيُسْتَسْقَى الْغَمَامُ بِوَجْحِهِ الْكَرِيمِ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ فِى كُلِّ لَمْحَةٍ وَنَفنسٍ بِعَدَدِ كُلِّ مَعْلُومٍ لَكَ

Allah’ım! Hürmetine düğümler çözülen, sıkıntılar ve belâlar dağılıp yok olan, hacetler ve ihtiyaçlar giderilen, maksatlara ve güzel âkibetlere nail olunan. O’nun şerefli yüzü hürmetine bulutlardaki yağmur istenilen Efendimiz Muhammed’e, O’nun âline, ashabına her bakışta, her nefeste ve zatınca malum olanların sayısınca kâmil bir salât ve selâm, tam bir selâmet ihsan eyle

وَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ لاَّ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ

“Allah’ım Sen bizim tek ilâhımızsın. Senden başka ilâh yoktur. Sen Rahmansın ve Rahimsin”

اللّهُ لا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ

Allah’ım! Senden başka İlâh yoktur. Sen bütün varlıklara hayat veren Ezelî ve Ebedî hayat sahibi (Hayy)’sın. Sen, hayat verdiğin varlıkları yöneten, onları ayakta tutan, onların hayatlarını devam ettiren (Kayyum)’sun

 شَهِدَ اللّهُ أَنَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ وَالْمَلاَئِكَةُ وَأُوْلُواْ الْعِلْمِ قَآئِمَاً بِالْقِسْطِ, لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

“Allah’ım! Senden başka İlâh olmadığına; Senin adaleti ayakta tuttuğuna; (bizatihi) Sen, Melekler ve ilim sahipleri şahittir. Sen, kendinden başka ilâh olmayan Yücelik ve Hikmet sahibisin.

يَامَالِكَ الْمُلْكِ  يَا ذَالْجَلاَلِ وَالْاِكْرَامِ  يَاحَىُّ  يَا قَيُّومِ.     اَللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَن تَشَاءُ وَتَنزِعُ الْمُلْكَ مِمَّن تَشَاءُ وَتُعِزُّ مَن تَشَاءُ وَتُذِلُّ مَن تَشَاءُ بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ, تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
رَحْمَانَ لدُّنْيَا وَاْلآخِرَةِ وَرَحِيمَهُمَا تُؤْتِي مَنْ تَشَاءُ مِنْهُمَا وَتَمْنَعُ مَنْ تَشَاءُ  اِرْحَمْنِي رَحْمَةً تُغْنِنِي بِهَا عَنْ رَحْمَةٍ مِنْ سِوَاكٍ

Allah'ım! Mülkün sahibi Sensin. Sen o mülkü dilediğine verir, dilediğinden de çeker alırsın; Sen, dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Hayır yalnız senin elindedir. Gerçekten sen, her şeye gücü yetensin.  Geceyi gündüze dönüştüren, gündüzü de geceye dönüştürensin. Ölüden diri çıkaran, diriden de ölü çıkaransın. Sen dilediğine de hesapsız rızık verensin
Ey dünyanın ve âhiretin Rahmânı ve her ikisinin Rahîmi olan Allah'ım! Sen her ikisini dilediğine verir, dilediğine vermezsin. Rahmetinle bana öyle merhamet ki başkasının merhametine ihtiyaç kalmadan her ikisini de bana nasip eyle

يَارَزَّاقُ.   اِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُوالْقُوَّةِ الْمَتِينُ,  وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ

Allah’ım! Şüphesiz ki Sen güç ve kuvvet sahibi Rezzak’sın. Sen en büyük ve en yücesin. Senden başka güç ve kuvvet sahibi yok

يَا لَطِيفُ.   اللَّهُ لَطِيفٌ بِعِبَادِهِ يَرْزُقُ مَن يَشَاءُ, وَهُوَ الْقَوِيُّ الْعَزِيزُ

Ey (kullarına çok lütufkâr olan) Latif! Sen dilediğine bol rızık veren, yüce kuvvet ve mutlak güç sahibisin

يَا كَبِيرُ.   يَا كَبِيرُ اَنْتَ الَّذِى لاَ تَهْدِى الْعُقُولُ لِوَصْفِ عَظَمَتِهِ

Ey (en büyük olan) Kebir! Sen öyle büyüksün ki, Senin Azametinin vasfını akıllar almaz

يَا بَارِىءُ.   يَا بَارِئَ النُّفُوسِ بِلَا مِثَالٍ خَلَا مِنْ غَيْرِهِ

Ey (her şeyi ayrı-ayrı ve başka-başka şekillerde yaratan) Bari! Yarattığın varlıklardaki uyumun ve düzenin eşi benzeri yok

يَا تَامُّ.   يَا تَامُّ فَلاَ تَصِفُ الْاَ لْسُنُ كُلَّ جَلَالِ مُلْكِهِ وَعِزَّتِهِ

Ey (bütün sıfatları Kemal üzere eksiksiz olan) Tam! Senin İzzet ve Celâlini tam olarak anlatmaya lisan ve kelam kafi gelmez

يَا صَمَدُ.   اَلَّلهُمَّ اِنِّى اَسْأَلُكَ بِأَنَّكَ اَنْتَ اللهُ الْاَحَدُ الصَّمَدُ الَّذِى لَمْ يَلدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ

Allah’ım! Sen teksin, Sen, hiçbir şeye ve hiçbir kimseye muhtaç olmayan (ihtiyaçları giderici) Samedsin, Sen, doğmadın, doğurmadın, Senin hiçbir dengin yok… (Ey ihtiyaçları gideren Allah’ım! Samet isminin hatırına) tüm ihtiyaçlarımı gideriver

يَا حَنَّانُ يَا مَنَّانُ.   اَلَّلهُمَّ اِنِّى اَسْأَلُكَ بِأَنَّ لَكَ الْحَمّدُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا اَنْتَ الْحَنَّانُ الْمَنَّانُ  بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالْاَرْضِ يَا ذَالْجَلاَلِ وَالْاِكْرَامِ يَاحَىُّ يَا قَيُّومِ

Allah’ım! Hamdimiz Sanadır. Senden başka İlâh yoktur. Sen çok merhametli “Hannan” ve çok ihsan edici “Mennan”sın. Semâvât ve arzın celâl ve ikrâm sahibi yaratıcısısın. Bütün varlıklara hayat veren Ezelî ve Ebedî hayat sahibi (Hayy)’sın. Hayat verdiğin varlıkları yöneten, onların hayatlarını devam ettiren (Kayyûm)’sun  Ey Celâl ve İkram sahibi Allah’ım! Lütfün ile bana çok merhamet et ve çok ihsanda bulun

يَا حَمِيدَ .     يَا حَمِيدَ الْفِعَالِ ذَا الْمَنِّ عَلٰى جَمِيعِ خَلْقِهِ بِلُطْفِهِ, اَلَّلهُمَ رَبَّنَا وَارْزُقْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ

Ey bütün yaptıkları övülmeye lâyık olan, lütfü ile bütün mahlûkata ihsan eden Allah’ım, bizi rızıklandır. Zira Sen rızık verenlerin en hayırlısısın

اَلَّلهُمَّ اِنّىِ ضَعِيفٌ فَقَوِّ فِى رِضَاكَ ضَعْفِىِ,  وَخُذْ اِلَىَّ الْخَيْرَ بِنَا صِيَتِى,  وَاجْعَلِ الْاِسلَامَ مُنْتَهَى رِضَاىَ,  اَلَّلهُمَّ اِنّىِ ضَعِيفٌ فَقَوِّنِى,  وَاِنّىِ ذَلِيلٌ فَأَعِزَّنِى,  وَاِنّىِ فَقِيرٌ فَارْزُقْنِى

Ey Rabbim, ben zayıfım, benim zaafımı rızan yolunda kuvvetlendir. Beni perçemimden tut ve hayra sevk et. İslâm’ın rızası en yüksek arzum olsun. Ey Rabbim, ben zayıfım, beni kuvvetlendir. Ben zelîlim beni izzetlendir. Ben ihtiyaç sahibiyim beni rızıklandır

    اَلَّلهُمَ اكْفِنيِ بِحَلاَلِكَ عَنْ حَرَامِكَ وَاَغْنِنِي بِفَضْلِكَ عَنْ مَنْ سِوَاكَ

Allah’ım! Bana helâl rızık nasip ederek haramlardan koru! Lütfün ile beni senden başkasına muhtaç etme

اَللَّهُمَّ اِنِى اَعُوْذُ بِكَ مِنَ الهَمِّ وَالحَزَنِ ، وَاَعُوْذُ بِكَ مِنَ العَجْزِ وَالكَسَلِ ، وَاَعُوْذُ بِكَ مِنَ الجُبْنِ وَالبُخْلِ. وَاَعُوْذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدُّيُونِ وَقَهْرِ الرِّجَالِ

Allah’ım! Endişe ve hüzünden, acizlik ve tembellikten, korkaklık ve cimrilikten, borcumu ödeyememekten ve insanların kahrından sana sığınırım

اَللَّهُمَّ ارْزُقْنَا رِزْقاً حَلاَلاً طَيِّباً بِلاَ كَدٍّ وَاسْتَجِبْ دُعَاءَنَا بِلاَ رَدٍّ وَنَعُوذُ بِكَ عَنِ الْفَضِيحَتَيْنِ الْفَقْرِ وَ الدُّيُونِ

Allah'ım! Bize zahmetsiz kazanılan bol ve bereketli helâl rızk ihsan eyle. Duamızı kabul buyur, reddetme. Şu iki kötü şey olan fakirlikten ve borçtan sana sığınırım muhafaza eyle

سُبْحَانَ الْمُفَرِّجِ عَنْ كُلِّ مَحْزُونٍ وَمَغْمُومٍ. سُبْحَانَ مَنْ جَعَلَ خَزَاءِنَهُ بِقُدْرَتِهِ بَيْنَ الْكَافِ وَالنُّو نِ. اِنَّمَا اَمْرُهُ اِذَا اَرَادَ شَيْءًا اَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ. فَسُبْحَانَ الَّذِى بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَئٍ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ. هُوَاْلاَوَّلُ مِنَ اْلاَوَّلِ وَاْلاَخِرُ بَعْدَالاَخِرِ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ. لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيئٌ فِى اْلاَرْضِ وَلاَ فِى السَّمَاءِ وَهُوَالسَّمِيعُ الْعَلِيمُ. لاَ تُدْرِكُهُ اْلاَبْصَارُوَهُوَ يُدْرِكُ اْلاَبْصَرَ وَهُوَاللَّطِيفُ الْخَبِيرُ.

Ey her hüzünlüden ve endişeliden hüznü ve endişeyi gideren Allah’ım! Seni tespih ederim. Kudretiyle hazinelerini "Kâf ile Nûn" arasına koyan Allah’ım Seni tespih derim. Sen ki, bir şeye ol deyince o şey derhâl oluverir. Allah’ım! Seni tespih ederim ki her şeyin hükümranlığı senin elindedir ve dönüş sanadır. Sen, her evvelden evvelsin, her âhirden âhirsin, görünmeyen Zâhirsin, gizlenmeyen Bâtınsın, Sen her şeyi bilensin. Yerde ve gökte eşi benzeri olmayan işiten ve bilensin. Gözler Seni görmez ama Sen gözleri görürsün. Sen Latifsin ve her şeyden haberdarsın

اَللّٰهُمَّ رَبَّ السَّمٰوَاتِ السَّبْعِ وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ. رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَىْئٍ مُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وَالْإِنْجِيلِ وَالْقُرْآنِ فَالِقُ الْحَبِّ وَالنَّوٰى. أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَىْئٍ أَنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ أَنْتَ الْاَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْئٌ. وَأَنْتَ الْآخِرُفَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْئٌ. وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْئٌ. وَأَنْتَ الْبَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَيْئٌ. اِقْضِ عَنِّى الدُّيُونِ وَأَغْنِنِى مِنَ الْفَقْرِ

Ey yedi kat göklerin Rabbi ve Arş-ı Azim’in Rabbi Allah’ım! Ey bizim Rabbimiz ve her şeyin Rabbi! Tevrat, İncil ve Kur’ânı indiren! Çekirdeği yararak bitkileri çıkaran… Kudret elinle zapt-u rapt altına aldığın her (zararlı) şeyin şerrinden Sana sığınırım.  Sen, Senden evvel hiçbir şey olmayan Evvelsin, Sen, Senden sonra hiçbir şey kalmayacak Âhirsin. Sen, Senden daha görünür hiçbir şey olmayan Zâhirsin. Sen, Senden daha gizli hiçbir şey olmayan Bâtınsın. Allah’ım beni borç yükünden ve fakirlikten kurtar ve bana zenginlik nasip eyle

اَللَّهُمَّ اِنَّكَ تَعْلَمُ سِرِّى وَعَلاَنِيَتِي فَاقْبَلْ مَعْذِرَتي، وَتَعْلَمُ حَاجَتِي فَاَعْطِنِي سُؤْلِي، وَتَعْلَمُ مَافِي نَفْسِي فَاغْفِرْلي ذُنُوبِي، اَللَّهُمَّ اِنِّي اَسْئَلُكَ اِيمَاناً يُبَاشِرُ قَلْبِي وَيَقِيناً صَادِقاً حَتَّى أَعْلَمَ أَنَّهُ لايُصِيبُنِي اِلاَّ مَا كَتَبْتَ لِي رِضاً مِنْكَ بِماَ قسَّمْتَ لِي، أَنْتَ وَلِيِّ فِي الدُّنْيَا وَالْلآخِرَةِ. تَوَفَّنِي مُسْلِماً وَاَلْحِقْنِي بِالصَّلِحِينَ



Allah’ım! Şüphesiz Sen, gizlediğimi de açığa vurduğumu da bilirsin. Özrümü kabul eyle. Hacetimi bilirsin isteğime kavuştur. Yaptıklarımı bilirsin günahımı bağışla. Allah’ım! Senden kalbimi kaplayacak sağlam ve gerçek bir iman istiyorum ki, bana isabet edenlerin alnıma yazılanlar olduğunu bilip Senden gelen kısmetime razı olayım. Allah’ım dünyada ve ahirette sahibim Sensin, beni Müslüman olarak öldür ve salih kullarının arasına kat. Amin

4 Eki 2017

Adam: Alo
Kadın: Merhaba şekerim, kulüpte misin?
Adam: Evet.
Kadın: Ay ben burada süper bir deri ceket gördüm. 1.000 dolarcık. … Alabilir miyim?
Adam: Oluur, madem çok sevdin, al tabii.
Kadın: Aslında buradan önce de galeriye uğradım. Yeni yılın modelleri gelmiş, tam istediğim renkte bir araç beğendim.
Adam: Ne kadar?
Kadın: 60.000 dolarcık.
Adam: O parayı vereceksem bütün aksesuarlarını isterim ama…
Kadın: Yaşasınnn! Bir şey daha var, geçen sene beğendiğimiz ev yine satılık ve 450.000 dolar istiyorlar.
Adam: Tamam, ama 420.000 dolardan fazla verme sakın.
Kadın: Oldu şekerim. Sonra görüşürüz. Seni seviyorum.
Adam: Ben de seni…Görüşürüz.
Adam telefonu kapatıp şaşkın bir vaziyette etrafında onu seyreden topluluğa döner ve sorar:
“Bu telefon numarası kimin, bilen var mı? )

24 Ağu 2017

Bir grup Japon doktor sıcak suyun bazı sağlık sorunlarının çözümünde % 100 etkili olduğunu tespit etti.

SICAK SU NASIL KULLANILIR
Sabah erkenden kalkın ve mideniz boşaldığında yaklaşık 4 bardak oda sıcaklığında ılık su için; yani 20-24 derece arası.Vücudumuz 20-24 derece arasındaki sudan çok rahat yararlanabiliyor. Başlangıçta 4 bardak içermeyebilirsiniz, ancak yavaş yavaş alışmalısınız.

Suyu aldıktan sonra 45 dakikalık bir şey yemeyin.

Sıcak su terapisi sağlık problemlerini kısa sürede çözecektir:

*30 gün içinde şeker hastalığı

*30 gün içinde kan basıncı

*10 gün içinde mide sorunları

*9 ay içinde her çeşit kanser

*6 ayda damar tıkanması

*10 gün içinde iştah azalması

*10 gün içinde Uterus ve ilgili hastalıklar

*10 gün içinde burun, kulak ve boğaz problemleri

*15 gün içinde kadın sorunları

*30 gün içinde kalp rahatsızlıkları

*Baş ağrısı / migren 3 gün içinde

*4 ayda kolestrol

*Epilepsi ve felç 9 ayda sürekli

*Astım 4 ayda

SOĞUK SU İÇMEK KÖTÜ BİR SEÇENEK

*Soğuk su, kalbin 4 damarını kapatır ve kalp krizine neden olur. Soğuk içecekler kalp krizinin ana nedenidir.

* Ayrıca karaciğerde sorunlar da yaratır. Yağ karaciğeri sıkıştırabilir. Karaciğer nakli için bekleyen insanların çoğu soğuk su içme kurbanıdır.

* Soğuk su midenin iç duvarlarını etkiler. Büyük bağırsağı etkiler ve Kanser ile sonuçlandırır.

24 Mar 2017

Dr. Fevzi Özgönül’den beden aklını harekete geçirmek için altın değerinde öğütler
07.00-07.30: Uyanma vakti
08.00: Kahvaltı; Sabah kahvaltısı en geç 08:00-08:30’da olmalı, uyanınca önce 1 bardak oda ısısında su için ve acıkmak için hafif bir egzersiz yapın sakın aç karına uzun yürüyüşler veya ağır spor yapmayın. Öğlen yemeğini en geç 14:30’da yemek zorunda olduğumuz için bundan yaklaşık 6 saat önce de sabah kahvaltısını yapmalıyız.
Kahvaltıda ekmek, hamur işi yiyecekleri azaltın, yerine kavrulmamış badem, fındık veya ceviz yiyin. Ekmek yiyecekseniz 1 dilim tam buğday veya tahıllı tercih edin. Kesinlikle mısır gevreği veya benzer bir şey yemeyin, bu tür yiyecekler sadece tok hissettirir ama beslemez.
Kahvaltıda kepekli ekmek sakın yemeyin, kepek çocuklarda yasaktır çünkü büyümek için çok önemli olan demir ve kalsiyumun bağırsaklardan emilimini engeller.
Kahvaltıda içecek olarak, kahve, çay, taze sıkılmış meye suyu, bitki çayı, süt, ayran içebilirsiniz.
Arada çok çay ve kahve içmeyin, yiyeceğiniz her şeyi yiyip sofradan kalkın. Bundan sonra öğlen yemeğine kadar başka hiçbir şey yemeyin, su içebilirsiniz, çok fazla çay, kahve de tüketmeyin. Çok çay ve kahve su içme isteğini azaltır ve vücutta kendilerinin 3 katı kadar su tutulmasına neden olur. Bu nedenle günde 2-3’den fazla içmeyin.
12.00-14.30: Öğlen yemeği; Öğlen yemeğinde bütün vücudumuzu saran ve bize şekil veren bağ dokumuzu güçlendirmek, kolajen ve elastin fibrilleri üretmek için, mutlaka yiyecekler ile proteinleri, esansiyel yağları, vitaminleri ve mineralleri sindirerek vücuda almamız gerekir.  Bu nedenle vücudun bu zor sindirilenleri sindirebilmesi için, ona kolay sindirilip hemen şekere dönebilen, ekmek, makarna ve pilavı vermememiz gerekir.
 Proteini bol olan ve mutlaka etli ama yanında sebze de olan etli yemekleri, bakliyatlı, salatalı hazmı zor bir veya birkaç yemeği yanında ekmek, makarna, pilav olmadan yiyin. Bu yemekler etli sebze yemekleri olabildiği gibi; köfte, piyaz, salata gibi et ve salatada olabilir. Ayrıca öğlen yemeğinde çiğ badem fındık veya ceviz gibi kuru yemişler de yiyin. Canınızın çektiği meyveleri de öğlen yemeğinde yiyin.
İçecekler: Öğlen yemeğinde ayran, yoğurt, taze sıkılmış meyve suları serbest, ama öğün aralarında mümkünse su içiniz. Nadiren çay kahve de olabilir.
Kesinlikle ara öğün  yapmayın! Yediğiniz bir ara öğünün sindirimi yaklaşık 4-6 saat sürmektedir. Öğünlerde yediğimiz yiyecekler tam olarak sindirilmeden ara öğün yersek hem daha erken acıkırız, hem de gece iştahımız bir türlü kapanmaz.
17.00-19.00 arası acıkabilirsiniz!
18.00-20.00 arası biraz hareket ve Akşam yemeği; Akşam yemeğinden önce mutlaka yürüyüş yapmalıyız veya hareket etmeliyiz. Günün son öğününü illa en geç saat 18:00 de yapmak zorunda değiliz. Burada önemli olan öncelikle gündüz yenilen yemeklerin iyice sindirilmesinden sonra ne kadar acıktıysak o kadar yemeliyiz. Eğer hiç acıkmadıysak yemeyebiliriz de. Şayet yiyeceksek sadece açlığımızı yatıştırmak üzere hazmı kolay çorba türü ya da sebze türü yemeklerden doyuncaya kadar yiyebiliriz. Akşam yemeğinde salata veya pişmemiş yiyecekler, meyve, kuruyemiş, et ve etli yemek yemeyin.
 Sütlaç, kazandibi ya da dondurma gibi bir tatlı yemek istiyorsanız, akşam 22.00 sularında sindirim sisteminin mesaisi bittikten sonra yiyebilirsiniz.
Gece sakın meyve yemeyin!
Probiyotik ile bağırsaklarınızı mayalayın; Ayran, Süzme peynir, Yoğurt, Lahana turşusu, Kefir, Pastörize edilmemiş turşu ve zeytin
doğal probiyotikler gıdalardan bazılarıdır. Ayrıca besin desteği olarak eczanelerde de satılıyor.
Uyku vakti;


Probiyotik nedir?
Probiyotikler yaşayan mikroorganizmalardır ve yeterli miktarda olduklarında yaşadıkları vücuda fazlasıyla yararlıdırlar.
yeni yapılan çalışmalar probiyotiklerin anksiyete ve depresyona faydalı olduğunu ortaya koydu. Bu bulgu bağırsak ile beyin arasındaki iletişimi tekrar ortaya koyması açısından çok önemli.
Çünkü bağırsaklarda bulunan hormonların çoğu beyinde de mevcut. Psikolojik durumlarda ishal olmak, geğirme olması veya kabızlık, gaz olması da bunun bir işareti.

24 Şub 2017

1. Hz. Âdem (a.s), Kur'an’da adı 25 defa geçmektedir. İlk insan, ilk peygamber, ilk örtünen, toprağı ilk işleyendir. Allah onun cesedini topraktan, sonra da kendisine eş olsun diye Havva’yı yarattı. Kendisine kitap olarak 10 sayfa suhuf verilmiştir.
Hz. Şit Kuran’da adı geçmemektedir. Adem aleyhisselam'dan sonra gönderilen ikinci peygamberdir. Adem aleyhisselam'ın oğlu'dur. Babası vefat edince kendisine peygamberlik ve ayrıca 50 suhuf  kitap verildi. Şit ismi İbrani'ce olup Arapça'da Allah'ın hibesi (hediyesi) manasındadır. Şit yerine Şis de denilmiştir.
2. Hz. İdris (a.s), Kur’an’da adı 2 defa geçmektedir. Astronomi ve matematikle ilk uğraşan, ilk defa iğne ile dikiş diken ve elbise yaparak giyen, ölçü ve tartı aletlerini ilk defa kullanan, ilk yazı yazanın O olduğu rivayet edilir. Kendisine 30 sayfalık suhuf indirilmiştir.
3. Hz. Nuh (a.s), Kur’an’da adı 43 defa geçmektedir. Kur’an’ın 71. suresi onun adını taşımaktadır. Kavminden kendisine çok az kişi iman etmiştir. Karısı ve çocuklarından biri de iman etmeyenler arasındadır. Nuh tufanından sonra yeni bir nesil yaratılmıştır.
4. Hz. Hud (a.s), Kur’an’da adı 10 defa geçmektedir. Kur’an’ın 11. suresi onun adını taşımaktadır. Yaşadıkları yer olan İrem şehrinde, yüksek binalar inşa etme yarışına girmiş Âd Kavmine gönderilmiştir. Ticaretle uğraşmıştır.
5. Hz. Salih (a.s), Kur’an’da adı 8 defa geçmektedir. Dağları ve yüksek kayaları oyarak inşa ettikleri görkemli evlerle ünlü Semud kavmine gönderilmiştir. Semudlular kendilerine denemek için gönderilen Salih’in devesini öldürdüler. Ticaretle uğraşmıştır. 
6. Hz. İbrahim (a.s), Kur’an’da adı 69 defa geçmektedir. Kur’anın 14. suresi onun adını taşımaktadır. Oğlu İsmail ile birlikte Kâbe’yi inşa etmiştir. Çok misafirperver biriydi. Kurban kesmeyi bize o öğretmiştir. Kendisine 10 sayfalık kitap verilmiştir. Babil hükümdarı Nemrut tarafından ateşe atılmış, ateş kendisini yakmamıştır. Halilullah yani Allah'ın dostu olarak anılır.
7. Hz. Lût (a.s), Kur’an’da adı 27 defa geçmektedir. İbrahim’e iman eden ilk kişidir, onunla birlikte hicret edenlerdendir. Sodom ve Gomora şehirlerinde yaşayan Lut Kavmine peygamber olarak gönderilmiştir.
8. Hz. İsmail (a.s), Kur’an’da adı 12 defa geçmektedir. Çobanlık yapmıştır. Babası İbrahim ile birlikte Kâbe’yi inşa etmiştir. Hacla ilgili pek çok merasim ve kurban kesme konularında İbrahim ile birlikte Müslümanlara örnek olmuştur. Son peygamber Muhammed (s.a.v.) onun soyundan gelmektedir.
9. Hz. İshak (a.s), Kur’an’da adı 15 defa geçmektedir. İbrahim’in oğludur. Muhammed (s.a.v.)  haricinde Kur’an’da adı geçip de kendisinden sonra gelen bütün peygamberlerin atasıdır.
10. Hz. Yakup (a.s), Kur’an’da adı 16 defa geçmektedir. İbrahim’in torunu, İshak'ın oğludur. Evlat acısı ile evlat ihaneti ile imtihan edilmiştir. Oğlu Yusuf’un acısı dolayısıyla gözleri kapanmış, sonra ona kavuşmasıyla yeniden açılmıştır. Mısır’a gitmeden önce Filistin civarında peygamberlik yapmıştır. Diğer ismi İsrail'dir. İsrailoğulları onun 12 oğlundan türemiştir.
11. Hz. Yusuf (a.s), Kur’an’da adı 27 defa geçmektedir. Kur’an’ın 12. suresi onun adını taşımaktadır. Yakub’un 12 oğlundan en çok sevdiği oğludur. Kardeşleri kendisini kıskanmışlar, kuyuya atmışlardır. Kendisine rüyaları yorumlama yeteneği verilmiştir. Bu bilgi ve yeteneği sayesinde Mısır’a yönetici olmuştur. Kur’an’da toplu olarak bir sürede, baştan sona anlatılan tek kıssa onunkidir. Bu kıssa Kur’an’da “kıssaların güzeli” olarak nitelenmiştir.
12. Hz. Eyyub (a.s), Kur’an’da adı 4 defa geçmektedir. Çok ağır bir hastalık geçirmiş, sabrıyla sembol olmuştur.
13. Hz. Şuayb (a.s), Kur’an’da 11 defa geçmektedir. Hitabet yeteneğinden ötürü “Peygamberlerin Hatibi” olarak anılmıştır. Ölçü ve tartıda hile yapan Medyen ve Eyke halkına gönderilmiştir. Kızlarından biriyle Musa evlenmiştir.
14. Hz. Musa (a.s), Kur’an’da adı 136 defa geçmektedir. Kur’an’da kendisinden ve mücadelesinden en çok bahsedilen peygamberdir. Şuayb’ın damadıdır. İsrailoğulları’na peygamber olarak gönderilmiştir. İsrailoğulları onun önderliğinde Mısır’dan çıkmışlardır. Kendisine Tevrat verilmiştir.
15. Hz. Harun (a.s), Kur’an’da adı 20 defa geçmektedir. Musa’nın kardeşidir. Onun yardımcısı olarak görevlendirilmiştir. Musa Medyen’den Mısır’a dönünce Harun’a Allah’ın buyruklarını iletmiş, o da bunları kabul ederek Musa’ya yardımcı olmuştur. Güzel konuşması ve hitabet yeteneği, en güçlü özelliğidir.
16. Hz. Davud (a.s), Kur’an’da adı 16 defa geçmektedir. Sesi o kadar güzeldi ki sesine dağlar ve kuşlar eşlik ederdi. Önceleri Tâlût’un ordusunda bir asker olarak savaşmış, daha sonra Allah’ın kendisine verdiği peygamberlik ve hükümdarlıkla birlikte İsrailoğullarına kral olmuştur. Demirciydi. Kendisine Zebur verilmiştir.
17. Hz. Süleyman (a.s), Kur’an’da adı 17 defa geçmektedir. Babası Davud’dur. Babasının ölümünden sonra onun yerine hükümdar olmuştur. Hayvanlarla ve cinlerle konuşabilme yeteneğine sahip olduğuna ve emrinde onları çalıştırdığına inanılır.
18. Hz. Yunus (a.s), Kur’an’da adı 4 defa geçmektedir. Kur’an’ın 10. suresi onun adını taşımaktadır. Asurluların başkenti olan Ninova halkına peygamber olarak görevlendirilmiştir. Bir yunus tarafından yutulmuş ama daha sonra bu balık tarafından karaya çıkarılmıştır.
19. Hz. İlyas (a.s), Kur’an’da adı 3 defa geçmektedir. İsrailoğullarından Ba’l' a tapan topluma peygamber olarak gönderilmiştir.
20. Hz. Elyesa (a.s), Kur’an’da adı 2 defa geçmektedir. İlyas’a yardımcı olarak gönderilmiştir.
21. Hz. Zülkifl (a.s), Kur’an’da adı 2 defa geçmektedir. Eyyub’un oğludur. Sabreden, Allah’ın rahmetine ulaşan ve Salihlerden olduğu bildirilen peygamberlerdendir.
22. Hz. Zekeriyâ (a.s), Kur’an’da adı 7 defa geçmektedir. Süleyman'ın soyundandır. Kudüs’te Meryem’in himayesini üstlenmiş, ona koruyuculuk yapmıştır. İsrailoğulları tarafından şehit edilmiştir.
23. Hz. Yahya (a.s), Kur’an’da adı 5 defa geçmektedir. Zekeriyya’nın oğludur. Adı daha önce hiç kullanılmamış bir isimdir ve Allah tarafından konulmuştur. İsa’nın müjdecisidir.
24. Hz. İsa (a.s), Kur’an’da adı 25 defa geçmektedir. Allah'ın mucizesi eseri babasız olarak doğmuştur. Daha beşikteyken konuşmuştur. Ölüleri diriltmiş, hastaları ve körleri iyileştirmiştir. Onun doğduğu sene miladi takvimin başlangıcı kabul edilir. Mesleği marangozluktu. Kendisine İncil verilmiştir.
25. Hz. Uzeyr (a.s), Kur’anda adı 1 defa geçmektedir. İslam’da gerçekten peygamber olup olmadığı hakkında ihtilaflar vardır. Alimlerin onun ismi konusunda farklı yorumları vardır kimine göre Arapça kimine göre de İbranicedir. Hazreti Üzeyir peygamber olsun veyahut olmasın, Allah’a tam manasıyla inanan, kamil olgun iman sahibi bir zattır.
26. Hz. Lokman (a.s), Kur’anda adı 2 defa geçer. Hazret-i Davud devrinde yaşamış ulu ve bilge kişidir. Bir rivayete göre Hazret-i Davud’dan ilim ve hikmet öğrenmiş ve Hazret-i Davud’un vezirliğini yapmıştır. Kur’ân’da adı bir sûreye ad olarak verilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de adı geçtiği halde peygamber olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi yoktur. Babasının adı Baure olduğu ve Hazret-i Eyyub’ün kız kardeşi veya teyzesinin oğlu olduğu rivayet edilir.
27. Hz. Zülkarneyn (a.s), Kur’an’da adı geçmektedir. Nûh aleyhisselamın oğlu Yâfes’in soyundandır. Peygamber mi, yoksa veli mi olduğu ihtilaf konusu olmuştur. Zülkarneyn esas adı değil, lakabıdır. Bu lakabın kendisine, dünyanın doğusunu ve batısını dolaştığı için verildiği sanılmaktadır. Asıl ismi İskender’dir. Birçok kişi, onun Büyük İskender olduğunu iddia etmiştir. Fakat islam alimleri arasında, Kur'an'da söz konusu olan Zülkarneyn ile Büyük İskender'in vasıflarının birbirini tutmadığı hakim bir görüştür. Hz. Ali’ye göre Zülkarneyn ne bir nebi, ne de bir kraldı. O Allah'ın salih bir kulu idi. Allah onu sevmiş ve o da Allah'ı sevmişti.                                                                   
28. . Hz. Muhammed (s.a.v.), Kur’an’da adı 4 defa geçmektedir. Kur’an’ın 47. suresi onun adını taşımaktadır. Son peygamberdir. Bütün insanlığa gönderilmiştir. Kendisine Kur’an verilmiştir. Peygamber Efendimiz 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke’de dünyaya gelmiştir. Peygamber Efendimizin babasınin ismi Abdullah, annesinin ismi Âmine, dedesinin ismi Abdülmuttalip, büyük babasının ismi Vehb, babaannesinin ismi Fatıma, anneannesinin ismi ise Berre’dir.
Peygamber Efendimize dünyaya gelmesinin ardından 4 yaşına kadar sütannesi Halime bakmıştır. 4 yaşından 6 yaşına kadar ise annesi Amine’nin yanında gelmiş ve bakımını annesi üstlenmiştir. Peygamberimiz 6 yaşındayken annesi onu Medine’ye akrabalarının yanına götürmüş ve burada babası Abdullah’ın mezarını ziyaret ettirmiştir.
Hz Âmine, eşi Abdullah’ın mezarını  ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları’ndan olan akrabasıyla hasbihal etmiştir. Dönüş yolunda Âmine Ebva denilen bölgede hasta düşmüş ve yine burada hayatına veda etmiştir. Ümmü Eymende onlarla birlikte gitmişti. Peygamberimizin annesi vefat edince Eymen onu alıp Mekke’ye dedesinin yanına getirmiştir.
Peygamber Efendimize bu dönemden 8 yaşına kadar dedesi Abdulmuttalib bakmıştır. Peygamberimiz 8 yaşındayken dedesi de vefat etmiştir. Dedesi Peygamberimizin amcası Ebu Talib’e verilmesini vasiyet etmişti.
Bu istek üzerine Peygamberimiz amcasıyla yaşamaya başlamıştır. 13 yaşına geldiğinde amca mesleği olan ticarete girişmiştir. Çok uzun yıllar bu işi icra eden Peygamberimiz mesleğinde dürüstlüğü ile parmakla gösterilirdi. 20 yaşına girdiğinde Mekkelilerin kurduğu  hırsızlık, gasp, eşkıyalık, zulüm ve haksızlıklar ile mücadele eden Hılfulfudül kuruluşuna üye olmuştur.
25 yaşındayken Hz Hatice ile izdivaçta bulunmuştur. Hz Hatice evliliği sırasında kırk yaşındadır.
35 yaşında iken Ka’be hakemliği görevinde bulunmuştur. Ka’be’nin onarılması esnasında Haceru’l-esved’in konulması gereken yere oturtulmasında büyük sorunlar çıkmıştı. Peygamberimiz bu sorunu kendisinin ve bütün kabilelerin katılımıyla Haceru'l Esvedi yerine koyarak çözmüştür.
Peygamber Efendimiz 40 yaşına yaklaştığı dönemlerde  sık sık Hira-Nur dağındaki mağaraya çıkardı. 40 bastığında 610 Ramazan ayında bir gün Cebrail Aleyhisselam ona gelmiş ve vahiy getirmiştir. İlk vahiy, “Yaratan Rabb’inin adıyla oku!” Ayet-i Kerimesinin gelmesiyle başlamıştır. Böylece Yüce Allah onu 40 yaşında Peygamberlikle vazifelendirmiştir.



İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

Ziyaretciler

Günün Hadis-i Şerifi

Geçmiş Yazılar